21 Ekim 2009 Çarşamba

bi sınavın iki güne yayılmasından ve toplamda beş kitapçıkla uğraşmaktan nefret ediyorum. ki ben kolay nefret etmem. eskiden 120 sayısal soru vardı, şimdi 170 oldu. yine de, yeni sistemin çalışmanın karşılığını daha iyi verdiğini düşünüyorum. bunun için mutluyum. 44 fizik sorusu sormalarına ise ağlamak istiyorum. bazen çok karamsar oluyorum ama hemen geçiyo. iyiliğimi isteyen bi sürü kişiye karşı kendimi sorumlu hissediyorum. çok fazla da hayalim var, tüm emeğim onlar için. 2010'un haziran ayı bittiğinde ben biraz daha büyümüş, 2 yıl sınava hazırlanmış, istediğimden daha az kitap okumuş, sinemaya gitmiş, gitar çalışmış olcam belki ama sonra bütün zaman benim olcak :D önümüzdeki yıl için cevabını bulmak zorunda olduğum 330 yeni soru olsa da çalışmak güzel :)

18 Ekim 2009 Pazar

bundan tam 17 gün önceydi... hayatımın 3. yatılı kalma(ya çalışma) denemesi.. sadece 12 saat sürdü. zaten rekor 3 gün, o da zonguldak olduğundan, hani eşyalarımı ışık hızıyla toplayıp eve koşma şansım olmadığından. bi kere kendimi kandırmaya gerek yok.. temmuz'dan beri kafamda planlıyorum: daha iyi çalışırım, yatılılığa alışırım filan diye. oysa defalarca kez gördüm ki, yurtta çalışamıyorum. biliyosun ki onca yabancı insan arasında kötü hissediceksin kendini, niye gidiyosun? yurda yerleştiğimin ertesi günü eve döndüğümde bi sürü şeyi anlamıştım. şöyle ki; bizim evdeki komedinin %0,1'i bile orda yok. canım her sıkıldığında "pencereden atcam kendimi haa" diyip naz yapabilceğim ana baba yok.. ablalar var ama :D televizyon ve bilgisayar yok, bu apayrı bi zorluk olcaktı benim için, geçtim. yemeklerle dalga geçip "damak zevkime uymamış.. yine de,bi tabak daha alabilir miyim?" ya da "servis yine gecikti" demek yok!! ve en önemlisi.. birlikte diş macunu,ütü,telefon reklamları çektiğimiz, iki günde bi abuk subuk şarkılar yapıp onları operadaymışçasına çığıran kardeşler yok. kardeşlerimsiz olmaz zaten :P neyse, şu an mutluyum huzurluyum :D ev gibisi yoktur.. diyor ve üniversiteye kadar evimizin, ailemizin değerini biliyoruz...

17 Ekim 2009 Cumartesi

bugün arda(küçük olan,amcamın oğlu olan) yanıma gelip 'üf yaa,yine acıktım.. ben hiç doymam biliyo musun?' dedi. gülmemeye çalıştım,olmadı.. kek verdim,çizgi film açtım. iki dakkada bi öpmezsem ölürüm, son gittiğimde tv'de ağlayan adamı görünce 'aaa niye ağlıyo ardacım?' dedim, 'çünkü hiç mutsuz..' dedi :D bugün çok çalışmam lazım, dersaneden bi sürü test veriyolar. bu arada amcamın oğlu olmayan arda'ya da burdan selam ederim :P çok özledim, 265 gün daha var :( burda hava çok güzel, üç gündür yağmur yağıyo, yapraklar kızardı filan.. tek başına yürümeyi seviyorum, bugün çıkmıycam dışarı ama fazla soğuk :S blog sitem olmasından çok mutluyum, sonra yine yazarım, bye.

16 Ekim 2009 Cuma

ne iyi oldu blog işi :) aklıma bişiler gelmedi şimdi, gelsin hemen yazcam..