15 Şubat 2011 Salı

3. haftadayız ve dersler zorlaştı. hazırlıktaki gibi tembellik etme lüksüm yok çünkü nerdeyse 2 güne 1 quiz düşüyo. merkez kampüste olmam sevinilcek bi şey. türlü çeşit insan görüyorum, doğudaki tikilerden ibaret olacak değildi ya öğrenci profilimiz. yine de, 'azcık daha çalışıp iyi bi devlet üniversitesinde okusaydım keşke.' diyorum arada, saçma sapan yaşantıda bi sürü kişinin yaptıklarına, söylediklerine tanık olmak zorunda kaldığımda. 5 yıl sonunda bu okuldan sabır taşı olmuş halde ayrılcam sanırım. şimdiden epey yol katettim zaten. hayat zor yaa, gerçekten.. böyle dertlendiğim zamanlarda çocukluğumu özlüyorum. daha mutluydum çocukken. yaramaz değildim ama şımarıktım, istediğim oyuncakların çoğu alınırdı çünkü. alınmayanlara da günlerce kafamı takardım, bazılarının reklamını hala hatırlıyorum :D sonra anaokuluna başladım ve henüz kardeşlerim dünyada olmadığından, paylaşımcılığı orada öğrenmem gerekiyordu. bu beni sahiplenme güdüsünden vazgeçirmeye yetmedi tabii. arkadaşlarımla kaynaşmayı istemiyordum ama kavga çıkmasını da istemiyordum çünkü öğretmen yaramazlık yapanları dövüyodu. ben de gidip beğendiğim oyuncakları alır ve herkesten ayrı bi köşede oynardım, kimsenin oyununda gözüm kalmazdı böylece. ilkokula başladığımızda okuma kitaplarını paylaşmamız gerekiyordu ama ben buna da dayanamayacaktım. bi gün herkes gittikten sonra sınıf dolabına baktım, kilitli değildi. oradan birkaç kitap seçip çantama koydum, suçluluk duymuştum biraz ama çok da sevinmiştim. okuduktan sonra da geri götürmedim, kıyamazdım zaten. kişiliği oluşturmada çocukluğun önemini anlatabildim sanırım :D ama o günlere dönme imkanım olsa yine aynı şekilde davranırdım. sahiplenici olmak acizlik seviyesine gelmediği sürece iyidir. beraberinde getirdiği kaybetme korkusu da öyle. çünkü zamanla, kaybetme vaktiniz gelmeden vazgeçmeyi öğrendiğinizi görürsünüz, güçlenirsiniz. güçlenirsiniz ama yine de kahrolursunuz, bırakmak zorunda kaldıklarınız için. 'hayat çok zor' diye sızlanıp durmam bu yüzden işte. size ait olduğunu düşündüğünüz ne varsa geri alıyo, dahası bunu sizin kararlarınızla yapıyo ve tek seçeneğiniz kalıyo: gururlu davranıp giderek eksilen bi kalple de olsa yaşamaya devam etmek. yine tüm umutları öbür dünyaya bağlıyorum :D şimdi ödev yapmam lazım.