3 Şubat 2011 Perşembe

'daha ilk haftadan öğrencilerin gözünü korkutmayalım.' demişler heralde, pek az ders işliyoruz :D tabii 1 ay sonra hayattan bezebilirim ödevler, sınavlar yüzünden. hazırlıkta okumuş olmak güzel, her sınıfta bi sürü arkadaş görünce hiç yabancılık çekmiyosun. hocalar da iyi şimdilik ama diyorum ki.. ingilizce dublaj imkanı yok mu? :D neyse, zamanla aksanlarına alışırız. keşke tek derdim bunlar olsaydı, derslerden insana ne zarar gelebilir? ama işte çile, keder bu konuyla bitmiyo ki arkadaş. 19,5 yıldır hayattayım bak daha yolun çeyreği filan oluyo o şiire göre, şimdiden insanlığın öldüğünü görme, dost kazığı yeme (neyse ki geçen yıllarda kaldı bu durum), platonik şeyler ki o konuya hiç girmiyorum nefret ettim, gibi berbatlıkların kotasını doldurdum bence. hayır, düşünüyorum da, bunları hak edecek kadar günah işlemiş olamam. kendimi epeyce sorguladım.. ilkokulda toplasan 4-5 kişiyi dövmüşlüğüm var gaza gelip, aynı dönemlerde sınavda yanlış yapınca kağıdı geri alıp doğrusunu işaretledim birkaç kez :D ortaokuldan pek günahım yok heralde. liseden bi tek şu olabilir, sevdiğim adam (evet, adam. şaka gibi ama 2,5 yıl aşıktım ona) sevgilisinden ayrılsın diye dua etmiştim, sanki ayrılıp bana koşcak tövbe tövbe. öss'ye 2. kez hazırlandığım zamanı düşüneyim.. en sevaplı yılım da odur var ya, katil olabilecekken hem de. to sum up, şu anki ruh halini hak etmiyorum geçmişte yaptıklarımla. ve dünya adaletli bi yer değil, hatta yaşanacak yer değil. öbür tarafta daha mutlu olurum umarım :D yine de, çıkmadık candan ümit kesilmez. yapmam gerekenler, kimsenin kendimden fazla sevgiye ya da güvene layık olmadığını bilmek, dikkatli davranmak ve derslere sıkıca sarılmak. tıpkı 3-4 ay önce olduğu gibi.